Filistin’de insanlığı savunmak

 
Filistin’de insanlığı savunmak Filistin’de insanlığı savunmak

Gazze’deki bir hastanenin hedef alınması ve sadece orada 500’den fazla sivilin hayatını kaybetmesi bir anlamda dünyayı ayağa kaldırdı. Uluslararası insan hakları alanında ‘naming and shaming’ kavramı önemlidir. İnsan hakları ihlali işleyenleri afişe ederek utandırma yoluyla zulme son verme amacını taşıyan bu kavram bazen etkisiz olarak görülse de böyle zamanlarda başvurabileceğimiz tek araç oluyor maalesef. Sahilde futbol oynayan çocukların bile hedef alınarak öldürüldüğünü düşününce İsrail’in hastaneye saldırmış olması fikri o kadar da uzak değil. 7 Ekim’de Hamas’ın silahlı kanadının başlattığı saldırı sonrasında alevlenen çatışma yeni bir insanlık dramına sebep oluyor. İki haftadan az bir sürede hem İsrailli hem de Filistinli 5000’den fazla insan öldürüldü. İzzeddin el-Kassam Tugayları’na karşılık verme bahanesiyle Gazze’ye yönelen İsrail saldırıları asker-sivil ayrımı yapmadan ciddi can kayıplarına yol açtı. Peki, tüm bunlar yaşanırken insanlık olarak biz neredeyiz? Ne yapmamız, nasıl tepki vermemiz gerekiyor?. İsrail tarafı bu saldırıyı üstlenmeyip suçu Hamas’a atmaya çalışsa da geçmişte gerçekleştirilen İsrail operasyonlarına bakınca hastaneye saldırılmış olması ihtimali maalesef bizi şaşırtmıyor.

Filistin’de insanlığı savunmak

Gazze’deki bir hastanenin hedef alınması ve sadece orada 500’den fazla sivilin hayatını kaybetmesi bir anlamda dünyayı ayağa kaldırdı. Peki, tüm bunlar yaşanırken insanlık olarak biz neredeyiz? Ne yapmamız, nasıl tepki vermemiz gerekiyor?. Sahilde futbol oynayan çocukların bile hedef alınarak öldürüldüğünü düşününce İsrail’in hastaneye saldırmış olması fikri o kadar da uzak değil. İsrail tarafı bu saldırıyı üstlenmeyip suçu Hamas’a atmaya çalışsa da geçmişte gerçekleştirilen İsrail operasyonlarına bakınca hastaneye saldırılmış olması ihtimali maalesef bizi şaşırtmıyor. İki haftadan az bir sürede hem İsrailli hem de Filistinli 5000’den fazla insan öldürüldü. Uluslararası insan hakları alanında ‘naming and shaming’ kavramı önemlidir. 7 Ekim’de Hamas’ın silahlı kanadının başlattığı saldırı sonrasında alevlenen çatışma yeni bir insanlık dramına sebep oluyor. İnsan hakları ihlali işleyenleri afişe ederek utandırma yoluyla zulme son verme amacını taşıyan bu kavram bazen etkisiz olarak görülse de böyle zamanlarda başvurabileceğimiz tek araç oluyor maalesef. İzzeddin el-Kassam Tugayları’na karşılık verme bahanesiyle Gazze’ye yönelen İsrail saldırıları asker-sivil ayrımı yapmadan ciddi can kayıplarına yol açtı.